Evanjelistlerin paraları, kitapları ve Sabetayistlerin çocukları ile İslam'a hizmet olmaz. İsrail'e ve Büyük İsrail Projesi'ne hizmet olur.

islama hizmet
islama hizmet

Adına Adnan Oktar, Harun Yahya ya da Süleyman Davud denilen, egosu fazla şişirilmiş hatta megalomanlığa varmış aklı evvelin biri...

Bu Müslüman milleti koyun sürüleri gibi görüp kendisinin mehdi olduğuna inandırabileceğine...

Kandırarak sevk ve idare edeceği kalabalık Müslüman kitleleri, ince taktik ve stratejilerle, gerçekleştirmeyi hedefledikleri Büyük İsrail Projesine uygun şeklide kontrol edebileceğine...

Siyonistlerin, Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi yapma hedeflerine destek verip hizmet edip "Süleyman mabedini biz kuracağız" açıklaması yapmasına bu Müslüman milletin hiç tepki koymayacağına...

Dünyayı bir lağım çukuruna bilerek ve isteyerek dönüştürmüş, her milletin ahlakını, namusunu, sosyal düzenini, aile kurumunu bozmaya kendilerini memur görmüş Sanhedrin hahamlarını bu millete "Tertemiz insanlar" diye yutturabileceğine...

Hatlar çok karışırsa, bağlı olduğu bu dünya tarihinin en kadim, en büyük terör örgütü sanhedrin'in her şeyi yoluna koyup kendilerini kurtarabileceğine...


76 milyon insanın dini ile, değerleri ile istediği gibi oynayabileceğine...

Kendisine Siyonistler, Masonlar ve Evanjelistler tarafından kurulmuş ve logosu bile masonik anlamlar ifade eden  A9 TV'unda, kimseyi tınmadan İslam'ı tahrif edebileceğine...

Siyonist Hıristiyanlık denilebilecek Evanvelizmi Batı'da kurabildikleri gibi, Siyonist bir İslamcılığı da Türkiye merkezli olarak kurup bütün Ortadoğuya yayabileceklerine...

Şaka maka değil gerçekten inanmış, inandırılmış....

Daha da ilgi çekici yönü, kendi adı ile basılıp dağıtılmış yüzlerce kitabın bile aslında ortak hareket ettiği Evanjelist Siyonist tarikatın tarikat içi kitaplarının Türkçe tercümeleri olduğu ve bunların bedava dağıtılmasında Evanjelistlerin finans gücü meydana çıktığı halde, İsrail ile bağlantıları, CIA ile direkt teması mahkeme kararı ile çıkarılmış dinlemelerle ispat edildiği halde, etrafındaki kadronun da kendi gibi gizi yahudi oldukları birer ikişer ispat edildiği halde, bunlara tek kelime ile cevap veremeyip sustukları halde, hala daha kendisini bu millete muteber biri olarak tanıtabileceğine hatta mehdi olduğuna alemi inandırabileceğine maalesef kendisi inanmış...

Ne diyelim, bu millet dostunu da düşmanını da iyi bilir ve yeri geldiğinde kime ne karşılık verileceğini de...

| Mehmet Fahri Sertkaya
AkademiDergisi.com


Ayrıntılı bilgi için: www.adnanoktargercekleri.blogspot.com 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu güne değin en çok tıklanılanlar