Haber Türk ve Show TV Sabetaycılarındır. Cansu Canan Özgen de Sabetaycı bir gizli Yahudi'dir. | Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

cansu canan özgen, selanik, içimizdeki israil, gizli yahudiler, turgay ciner, haber türk, show tv, öteki gündem, gerçek yüzü, kimdir, akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, sabetaycılar,

Selanik kökenli CAN-su CANAN ÖZ-gen de, Sabetayist bir gizli Yahudidir.


Tıpkı program yaptığı Haber Türk kanalının sahibi Turgay Cin-er gibi...

Tıpkı programına sık sık katılan ve İslam'ı dejenere etmesi için kendisine bütün fırsatlar kasten verilen, ilmi cihetten boş adamın teki olduğu halde acayip şekilde markalaştırılan ve rezil edildikçe tuhaf şekilde hala el üstünde tutulan Can-er Tasla-man gibi...

Tıpkı Emre Dor-man gibi...

tansu, cansu, kansu, çoskunsu, karasu, aksu, göksu, gürsu, nirsu, arsu, vardarsu, subarlas, suberk, suda, sualp, zapsu, ongunsu, yeğinsü, aksü

gibi kelimeler/ekler Sabetaycı kripto Yahudilerin, -men ve -man ekleri kadar yoğun olarak isim ve soy isimlerinde kullandığı şifreleme yöntemlerindendir.

Yine,

ilgen, berilgen, bayülgen, ülgen, aygen, özgen, ilgenalp, özgenalp, ülgener, mergen, bilgen, erözgen, özgentürk, birgen

gibi kelimeler, İngiliz gizli servisinin, Masonluğun, dünyada yayılmış gizli Siyonist teşkilatların desteği ile, hile ve ihanet ile, ülkemizin yönetimini ele geçiren ve tedhiş (devlet terörü) ile, Sabetaycı gizli Yahudi Kamal Atatürk adına kurdukları hukuksuz rejimlerini zorla dayatan hatta resmi müfredat ile kutsallaştıran, yüz milyonla Türk'ü kandırıp dünya ve ahiret saadetini çalan Sabetaycıların, milletimiz arasında birbirlerini kolayca tanımak için aldıkları soy adları arasında sık kullanılanlarıdır.

Öteki Gündem ekibinden prodüktör Esra Yüksekdağ'ın
bir sosyal medya paylaşımı. 
Demokrası, cumhuriyet, Laiklik, Kemalizm, Atatürkçülük, hepsi palavradır. Bunların hepsi, Müslüman Türkleri gizlice ve sinsice, gayr-i İslami şekilde, ilan edilmemiş bir sömürge ayarında yönetmek, dinini ve kültürünü dönüştürmek için üretilmiş argümanlardır. Zaten idaremizi ele geçiren Sabetaycılar, ilk başta biz Türkleri devlet zoru ile Hristiyan yapmayı düşünmüş, sonra vazgeçmişlerdir. Bunu Kazım Karabekir paşa hatıralarında anlatır. 

Show TV, 1 Mart 1991'de Sabetaycı Erol Aksoy, Sabetaycı Dinç Bilgin, Sabetaycı Haldun Simavi ve Sabetaycı Erol Simavi tarafından Fransa'da kurulmuştur. Yayına geçtiği ilk anlardan itibaren, halkın bütün tepkisine rağmen, bu milletin değerlerine savaş açmışçasına bir yayın faaliyeti olmuştur. Hikayesi uzundur, şu andaki sahibi Sabetaycı gizli Yahudi Turgay Ciner'dir. Ciner Medya Grubu'na aittir.  

Haber Türk, 2001 yılında, bir kripto Yahudi olan Ufuk Güldemir tarafından kurulmuş, 2007'de Sabetaycı Turgay Ciner tarafından satın alınmıştır. 

Ayrıca şu yayını okuyunuz. 


Türkiye'de, Müslüman olduğunu iddia eden birilerinin, izleyerek dinini doğru öğrendiğini, her şeyin doğrusunu öğrendiğini iddia ettiği Öteki Gündem programının yönetmeni Alper Tulun'un bir sosyal medya paylaşımı. Alper Tulun, Sabetaycılara ait olan Haber Türk'ten önce de, yine Sabetaycılara ait olan Skytürk kanalında çalıştı.

***
 Alper Tulun'un sosyal medya paylaşımı: God is dead = Tanrı öldü 

***
 Alper Tulun'un bir başka sosyal medya paylaşımı 

***
Cansu Canan Özgen, kendisine "Selanik'in neresindensin?' şeklinde soranı neden engeller? Ya bunu soran Twitter kullancısı Cansu Canan'ın profilinde engellendiği gibi, hemen Ramazan Kurtoğlu'nun profilinde neden engellenir?








  Turgay Ciner`in anatomisi...  

Türk kamuoyu Turgay Ciner"i "Park Holding"in eski patronu, Sabah Gazetesi, ATV ve Sabah Pazarlama"nın eski patronu olarak tanıdı. Yıldızı parlak işadamının ilginç ve unutulmaz anatomisi...

ÜMİT OĞUZTAN YAZIYOR... 

Emniyet birimleri ise Ciner`i farklı tanıyor.

Emniyet`teki Turgay Ciner bilgileri şöyle:

Baba adı : Hüsnü

Ana adı : Naciye

Doğum yeri : Hopa

Doğum tarihi : 1956

Turgay Ciner`in Emniyet`e ilk girişi 29 Mart 1980 tarihli. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından `gümrük kaçakçılığı` ile ilgili soruşturma çerçevesi içinde gözaltına alındı.

İstanbul Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü`nde de Ciner hakkında kayıt var. Buradaki Ceraim (suç) numarası: 256

26 kasım 1998`de `teşekkül oluşturmak, zorla adam alıkoymak, zorla senet imzalatmak, yurda kaçak oto sokmak` suçlamasından ötürü gözaltına alınarak sorgulandı. Bu suçlama ile açılan davadan beraat etti.

13 kez silah taşıma ruhsatı başvurusunda bulundu. Son başvuru tarihi: 31 Temmuz 2000

Sabah Grubu`nun %51`lik hisse payıyla yeni patronu Turgay Ciner`i polis böyle biliyor!

Park Holding`in sahibi Turgay Ciner`in Sabah gazetesinin sahibi Dinç Bilgin`le ortaklığa gittiği 20 Ekim 2000 tarihinde açıklandı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)`na Ciner`in Sabah gazetesi, ATV, Sabah Pazarlama ve dergi grubunun %50`sinin sahibi olduğu açıklandı.

Hürriyet gazetesinin arşivinden bir haber. Turgay Ciner'in adının karıştığı bu gibi hadiseleri/haberleri/yargılanmaları, netten aratarak bile kolayca bulabilirsiniz. 

Sabah ve ATV`ye Turgay Ciner`in büyük ortak olmasının perde arkasında Çukurova Grubu`nun sahibi Mehmet Emin Karamehmet`i engelleme girişiminin olduğu söyleniyor. Buna göre; Karamehmet, bu gruba kullandırdığı krediler ve verdiği borçlar karşılığında ATV`yi ve Sabah gazetesini tamamen ele geçirmek üzereyken durduruldu. Turgay Ciner`in devreye girerek Dinç Bilgin`in borçlarını kapattığı bildiriliyor.

Turgay Ciner`in son günlerde önem verdiği iki projesinin olduğu belirtiliyor. Birincisi Sabah Operasyonu. İkincisi Eti Holding`i ele geçirmek.

Ciner, Türkiye`de stratejik madde ticareti ruhsatı olan birkaç kişiden biri olduğu için Eti Holding`i çok istiyor. Eti Holding`in boraks ihraç tekelini kırmak ve Türkiye`nin dünya çapında en büyük üretim oranına sahip olduğu bu alan Ciner`in operasyonunun ilk adımını oluşturuyor. Hatta bu konuda bir çerçeve anlaşması yapan Ciner`in planını son anda DSP`li Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel bozdu. Bunun üzerine, Eti Holding Yönetim kurulu da çerçeve anlaşmasını onaylamadı.

Serana A.Ş. isimli şirketiyle bunu gerçekleştiremeyen Ciner, şimdi de Ceytaş ve Ceyhan Madencilik firmalarını aynı iş için görevlendirdi. Bu arada, boraks madeninin ihraç işine Doğan Holding`in de girmeye çalıştığı öğrenildi. Eti Holding üzerinde hangi medya devinin daha büyük baskı kurabileceği şimdiden ekonomi kulislerinin merak konusu oldu.

Korkmaz Yiğit, Milliyet gazetesini aldığında ortalık birbirine girmişti. Bütün medya Milliyet`in ve Yiğit`in satın aldığı diğer medya kuruluşlarının çetenin, kara paracıların eline geçtiğini yazmış, basın özgürlüğünün tehdit altına girdiği ileri sürülmüştü. Yiğit`in alaşağı edilmesi çok sürmedi.

Ama, Ciner`in Sabah gazetesini ele geçirmesine kimse ses çıkartamıyor. Bir gazetecinin 1 milyon dolar komisyon alması üzerine çıkan tartışmalar, medyanın çok çabuk sindirilmesine neden oldu.
Ne Ciner`in stratejik maddelere olan merakı, ne HAVAŞ`ın nasıl satın alındığı, ne Avrasya`ya açılan Hopa Limanı`ndaki işleri, ne Park Holding`in Genel Koordinatörü Yunus Ağar`ın Mehmet Ağar`ın kardeşi olması.. Turgay Ciner`in Mart 1996`da Beşiktaş Spor Kulübü Yönetim Kurulu`na seçildikten çok kısa süre sonra, `MAFİA` suçlamasıyla adeta atılarak uzaklaştırıldığı bile unutuldu. Kulübe yaptığı nakit yardımı bile peşin olarak hemen iade edilmişti. `Sabah, Susurluk`un sesi mi oluyor?` sorusu siyaset kulislerinde konuşulmaya başlandı bile...

Turgay Ciner`in ticaret hayatı çay ocağı çıraklığından sonra, 1983 yılında İstanbul Talimhane`de 35 metrekarelik bir oto yedek parça dükkanı açmasıyla başladı. Elektrik İdaresi`nin karşısında açtığı bu dükkan, dostlarının tabiriyle `sinek avladığı` için günde üç kere `Allah boş duranı sevmez` diyerek, yıkanırdı. 1984 yılında bayi olarak Almanya`dan Mercedes ve yedek parçası ithalatına başladı. Bu yedek parçaları kaçak yoldan Türkiye`ye soktuğu söylendi.

Gürcü olan Ciner, 1985`ten sonra Kazakistan ve Özbekistan`dan deri ve kömür ithalatı yaptı. Kömürü Ankara Belediyesi`yle ortak ithal etti. 1988 yılında Anadolu Endüstri Holding`in hissedarlarından Osman Yazıcı ile birlikte `Yazeks`i kurdu. Holding`in Irak`taki işlerini devraldılar. İki yıl bu ülkede çalıştılar.

1990`dan sonra Ciner`in çevresinde MİT`çi ve Emniyetçi bir ekip oluşmuştu bile.. Bunda asker arkadaşı ve holdinginin koordinatörü Yunus Ağar`ın da etkisi oldu. Emekli devlet görevlilerine büyük para yardımında bulundu.

1991 yılında dağılan SSCB ile birlikte bu pazara yöneldi. Özbekistan devleti için anahtar teslim tekstil fabrikaları yaptı. Ancak İtalya`dan eski teknoloji tekstil tezgahlarını getirdiği için, Özbek yönetimi kazıklandıklarını anlamakta gecikmedi. Küçük çaplı bir kriz yaşandı.

Ciner, İş Bankası B Hisselerinin en büyük spekülatörüydü. Gazetelere borsada büyük para kazandırdı. 1995`te özelleştirmeyle 36 milyon dolara HAVAŞ`ın yüzde 60`ını aldı. 1998`de 27 milyon dolara kalan yüzde 40 hisseyi aldı. Daha sonra da bu yüzde 40 hisseyi İsviçreli Swissport Int. Şirketine sattı. Haziran 1997`de Hopa Limanı`nın 30 yıllık işletme hakkını Özelleştirme İdaresi`nden 4 milyon dolara aldı.

Geçtiğimiz aylarda da Çayırhan`ın B ve C sahalarında kömür üretme hakkını aldı. Kömür çıkartma makinelerini Almanya`dan getirtti. 500 işçi zorunlu emekliye ayrıldı.

Turgay Ciner`in siyaset sahnesindeki dostları arasında Turgut Özal, Hüsamettin Özkan, Bahattin Yücel, Mehmet Ağar gibi isimler bulunuyor. Hatta Ciner`in emekli polis olan abisinin `TC` rumuzlu yatında Turgut Özal`la birlikte fotoğrafı basında yer aldı.

***

Sabah Grubunun yüzde 50 hissesini aldıktan sonra, hakkında geçmişte adının karıştığı skandallar üst üste ortaya çıkartılan Turgay Ciner hakkında yeni suçlamalar ortaya atıldı. Ömer Lütfi Topal`ın öldürülmesi davasında Turgay Ciner`le ilgili iddialar ortaya atan Ersin Ortaç, Turgay Ciner`in 1978 yılında Almanya`nın Frankfurt kentinde 2 kilogram uyuşturucu ile yakalandığını ve 2 sene Almanya`da hapis yattığını söyledi.

AKİT`e açıklamalarda bulunan Ersin Ortaç, Turgay Ciner`in ağabeyi Ahmet Ciner`le ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü`ne `ihbar mektubu` gönderdiğini ifade etti. Ersin Ortaç, Ahmet Ciner`le ilgili şu iddiaları ortaya attı: `Turgay Ciner`in ağabeyi Ahmet Ciner, 1972 senesinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü`nde komiser olarak görev yaptığı dönemde Türkiye`de suç işleyerek Almanya`ya kaçtı. 1974 senesinde Ecevit affından yararlanarak cezası affedildi. Almanya`da kirli işlere giren Ahmet Ciner, 1978 yılında iki kilo eroinle yakalanınca hapse girdi ve iki sene hapis yattı. Almanya`nın en ünlü avukatlarından Rolf Bossi, Ciner`in savunmasını üslendi. Bossi`nin çabalarıyla iki yıl yattıktan sonra hapisten kurtuldu.`

Ciner`in beraat ettikten sonra çalıntı arabaların parçalarını toplayarak bunları Türkiye`ye gönderdiğini ve Ciner ailesinin bu şekilde zengin olduğunu iddia eden Ersin Ortaç, 80`li yılların sonlarında Ahmet Ciner`in Türkiye`ye döndüğünü ve Ciner`e ait Kalamış`ta bulunan oto galerisinde bulunduğunu, 1998 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin galeriye kaçakçılık yapıldığı gerekçesiyle baskın yaptığını ve galerinin bu baskının ardından kapatıldığını ifade etti. Ortaç, ayrıca ağabey Ciner`in tahliye olmasının ardından Almanya`da çeşitli olaylara karıştığını ve bu olaylardan kurtulabilmek için kendisini nüfus kayıtlarında `ölü` olarak gösterdiğini ileri sürdü.

2 Ağustos 1996 tarihinde evinin önünde silahlı saldırıya uğrayan ve aldığı kurşunlar nedeniyle sağ ayağı sakat kalan Ersin Ortaç, Turgay Ciner`in kendisini telefonla, `Seni ayağından vurduracağım, geberteceğim` şeklinde tehdit etmesinin ardından evine tamirci gibi gelen iki kişi tarafından silahlı saldırıya uğradığını, tehdidin ardından saldırıyı gerçekleştirenlerin ve azmettirenlerin gizlendiğini, olayın alakasız kişilerin üzerine yıkıldığını savundu.

Turgay Ciner`le, Bodrum`da bulunan arazisinin satışı için 1995 yılında 840 bin dolar karşılığında anlaştıklarını, ancak paranın İş Bankası Taksim Şubesi`ne yatırılmamasına karşın, yatırılmış gibi gösterilmesi nedeniyle araziyi Ciner`e satmaktan vazgeçtiğini söyledi.

`Arazi satışından vazgeçince Turgay Ciner beni aradı ve `Seni ayağından vurdurtup, geberteceğim` diyerek beni tehdit etti. Tehdidin üzerinden kısa süre sonra evime sabah saatlerinde tamirci olarak iki kişi geldi. Dışarıda karşıladığım bu iki kişiden birisi arkam dönükken silahını çekip bana dört el ateş etti. Bunlardan üç kurşun bacağıma isabet etti, sağ ayağıma gelen kurşun yüzünden bacağım sakat kaldı ve koltuk değneği ile yürüyebiliyorum`

Ortaç, evinde kendisini vuran kişinin Akın Birdal Suikastını gerçekleştiren Semih Tufan Gülaltay olduğunu, saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürülen Necdet Atış ve İrfan İnce`nin olayla ilgisinin bulunmadığını söyledi. Akın Birdal suikastının ardından Gülaltay`la yüzleşmek için Savcılığa defalarca müracaatta bulunduğunu, fakat bu talebinin yerine getirilmediğini ifade eden Ortaç: `Yakalanan iki kişi kesinlikle beni vuran kişiler değildi. Saldırıyı gerçekleştirenlerin ortaya çıkartılması engellendi` şeklinde konuştu.

Turgay Ciner hakkında iddialar ortaya atan ve yaralanmasından Turgay Ciner`i sorumlu tutan Ortaç, Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen Ömer Lütfi Topal`ın öldürülmesi davasında şu ifadeyi vermişti: `Beni vurdurtan Turgay Ciner, Topal`ın öldürülmesinde aktif rol almıştır. Topal`ın çok miktardaki parası bir bankanın Taksim Şubesi Müdürü Ünal Armağan`ın kasasındaydı. Bu para Armağan ve Ciner tarafından çalıştırılıyordu. Armağan, banka müdürlüğünün dışında tefecilik yapıyordu. Bu durum, şu an yatalak durumunda olan Armağan`ın yakınlarınca çok iyi bilinmekte. Armağan`ın İsviçre`de şifreli hesapta 50 milyar doları var. Kendisi Ciner ve adamlarınca evinden alınıp meçhul bir yere götürüldü. Birçok kişi bu paranın peşinde. Armağan çok şey biliyor. Mahkeme kendisini dinlemek için karar almalı.`

Turgay Cirner`in kendisini yaralamak ve sakat bırakmakla, ağabeyi Ahmet Ciner`i ise, Almanya`da eroin kaçakçılığı yapmakla suçlayan Ersin Ortaç hakkında Ömer Lütfi Topal Cinayeti tutanaklarında ilginç suçlamalar bulunuyor. Dosyada yer alan Kırklareli/İpsala Gümrüğü`ndeki bir komiserin verdiği ifadeye göre Ortaç`ın Ciner ve Topal ile birlikte 1970-1979 seneleri arasında defalarca sahte pasaportla yurtdışına çıktığı, sahte pasaport skandalının ortaya çıkmasının ardından, Ortaç-Ciner-Topal`la birlikte sahte pasaportu hazırlayan bir polis memuru hakkında Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi`nde soruşturma açılmıştı.

İDDİALAR:

Ömer Lütfü Topal`ın şirketi Emperyal Otelcilik ile iki paravan şirketinin en yüksek fiyatı vererek girdiği HAVAŞ`ın özelleştirilmesi ihalesinde, ABD Ankara Büyükelçisi`nin Topal`ın uyuşturucu kaçakçılığından ABD`de 5 yıl hapis yattığını açıklamasından sonra sözkonusu üç şirketin ihaleden elenmesiyle, HAVAŞ Turgay Ciner`in sahibi olduğu YAZEKS firmasına verilmiştir.

Turgay Ciner`in şirketinin koordinatörü Mehmet Ağar`ın kardeşi Yunus Ağar`dır. Sayın Hüsamettin Özkan`ın Turgay Ciner`i yakından tanıdığı ve Bahattin Yücel ile Turgay Ciner`i tanıştıran kişi olduğu basında yer almıştır. 

Turgay Ciner, Özbekistan`da 11 tekstil fabrikası kurmaktadır. Bunların ilkinde İtalya`dan alınan ve artık kullanılmayan teknolojiye sahip tekstil makinelerinin boyanarak teslim edildiği, makinelerin arıza yapması üzerine Özbek yetkililerin İtalya`dan yedek parça istemesi üzerine, bu modellerin kullanımdan kalktığını açıklamaları da basında yer almıştır.

Turgay Ciner`in Türkiye`nin açılmak için özel bir çaba sarfettiği Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerini baltalayan bu ticari sahtekarlığı yapan şirketine Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan`ın Turgay Ciner ile ortak olduğu ileri sürülmektedir. Bunun ortaya çıkartılması zorunludur.

PEŞKEŞ ÇEKİLEN 8 MİLYAR DOLARLIK TRONA MADENLERİ!

Turgay Ciner (Park Holding), Kamuran Çörtük (Bayındır Holding) ve bu ikili çetenin Eti Holding`teki bürokrat piyonu Ziya Gözler`dir. Gazetelerin yaklaşık üç yıldır bangır bangır bağırması sonuç vermedi. KİGEM, ihalenin iptali için dava açtı bu dava ülke lehine sonuç vermedi. Hasan Çetin, DGM`lik iddialar başlığı altında Eti Holding`de yapılan yolsuzlukları yazdı, çıt çıkmadı.

Yöneticilerin mal varlığından tutun ihalelerin tamamı mercek altına alınmıştı. Göz göre göre bir soygun fütursuzca devam ediyordu. Hatta bu hususta aşağılık bir rüşvet dağılımının ses bantları bile vardı. Park Holding`in Çayırhan Termik Santrali`nin devir işlemi sırasında yolsuzluk yaptığı sabitti. Hatta Park Holding`in kurucu ortağı Erhan Aygün, TEAŞ yetkililerine rüşvet verdiği için yargılanmaktaydı ancak her ne hikmetse Park Holding`e 1 milyar doların üzerinde devlet kesesinden sağlanan haksız rant görmezlikten gelindi. TKİ`den beleş aldığı, hatta üstüne Türkiye`nin en ileri yer altı madenciliği ekipmanları ve 100 milyon dolarlık yedek stoğu da hediye edilmişti ama nedense kimse ne Turgay Ciner`in, nede TKİ`nin neredeyse çeyrek asırlık peşkeşçi genel müdürünün üzerine gitmedi.

Turgay Ciner`in bor madenleri üzerinde dans etmesine herkes seyirci kaldı. Serena adlı off-shore şirketinin arkasında dünyanın dolaplarını çevirdi. Yetmedi Ceytaş`la ortaya çıktı. Görevden alınan Ziya Gözler`i iki kez Eti Holding`e atattırdı. Ziya Gözler`den atanmasının ve verdiklerinin diyetini istedi. Bunlardan bor, 2840 sayılı yasa engeline çarptı. Ancak trona kendisine diyet olarak geri döndü. Turgay Ciner`in cebinde beş parası yokken İş Bankası Eski Genel Müdürü Ünal Korukçu`nun İş Bankası`ndan Turgay Ciner`e açtığı krediyle Ceytaş`ı portföyüne sokmasına herkes seyirci kaldı. Ünal Korukçu, Bayındır Holding ve Kamuran Çörtük`e de aynen Erol Evcil`de olduğu gibi kredilendirdi. İş Bankası`nı Ünal Korukçu sayesinde hem Ciner hem Çörtük bir güzel hortumladılar. Ses çıkaran olmadı, hukuk uygulanmadı. Bu ikili için yasalar çalışmadı ve Ciner ile Çörtük bu ülkeyi babalarının çiftliği, yine bu ülkenin Atatürk tarafından kurulan kurumlarını da babalarının üzüm bağı gibi talan ettiler. Vakıflar Bankası`nda Çörtük ve Bayındır Holding`e verilen krediler Cumhurbaşkanlığı tarafından incelettirildi. Usulsüzlüklere ilişkin yazılan rapor işleme konmadı.

Devamını kaynağından okumak için buraya tıklayın!
BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere Amerikan sosyal ağlarının hiçbirinden sağlıklı bir şekilde takip edemezsiniz. Sekiz senedir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut delil ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

TELEGRAM KANALIMIZA BEKLİYORUZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. Telegram, yine bir CIA projesi olan WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için şu Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu güne değin en çok tıklanılanlar